çetin ticaret

Gökçeada'da 'Özgür Koyunlar' Kırkılıp, Boyandı 

Çanakkale'nin Gökçeada ilçesindeki meralarda yılın 365 günü serbestçe dolaşıp, adaya has bitkileri yiyerek doğadan beslendiği için 'özgür koyun' olarak adlandırılan İmroz koyunları, yılda bir kez konuldukları ağılda kırkılıp, küpeleri takıldı.

8838
Gökçeada'da 'Özgür Koyunlar' Kırkılıp, Boyandı 

Çanakkale'nin Gökçeada ilçesindeki meralarda yılın 365 günü serbestçe dolaşıp, adaya has bitkileri yiyerek doğadan beslendiği için 'özgür koyun' olarak adlandırılan İmroz koyunları, yılda bir kez konuldukları ağılda kırkılıp, küpeleri takıldı. Satılacak kuzular ve damızlıklar ayrılırken, bir yıl boyunca yine ada meralarında serbestçe dolaşacak olan koyunlar, sahipleri tarafından başkalarına ait hayvanlardan ayırt edilmek için boyandı.

Gökçeada ilçesinde yıl boyunca meralarda serbest dolaşan ve organik olarak beslenen İmroz koyunu, 'özgür koyun' olarak biliniyor. Daha önceki adı 'İmroz' olan Gökçeada'nın sert ve engebeli coğrafi yapısına uyumlu İmroz koyunu, küçük yapısı, kıl tüylü, ince dudaklı ve topa kuyruk olması özelliğiyle ön plana çıkıyor. Koyunlar yıl boyunca adanın değişik yerlerinde, farklı sürü büyüklüklerinde, kendi belirledikleri doğal barınma alanlarında kalıp, sadece ada meralarında besleniyor. Adada serbest olarak dolaşan ve tamamen doğa ile iç içe yaşayan İmroz koyunu, yılın belirli dönemlerinde yetiştiriciler tarafından bir araya toplanıyor. Madra zamanı adı verilen bu dönemde küpeleme, boyama, kırpma, damızlık ayırma gibi işlemler yapılıyor.

Baba mesleği olan hayvancılığı Gökçeada'da ailece sürdürdüklerini belirten İsmail Çetinsoy da madra zamanı geldiği için sürüsünü ağılda topladı. Ancak doğada yıl boyu özgür dolaşmaya alışkın İmroz koyunlarını ağıla toplamak hiç de kolay olmadı. Çetinsoy, adada hayvancılık yapan arkadaşlarıyla birlikte merada başıboş gezen 300'e yakın koyun, kuzu ve keçisini ağıla toplamak için büyük çaba sarf etti. Meraya dağılan 15 kişi, özgür koyunların etrafını sardı. Hayvanlara seslenip, el çırparak yön vermek isteseler de koyun ve kuzular ağıla gitmemek için uzun süre direndi. 15 kişinin koyun ve kuzuları koşturma anlarında ise oraya ilginç görüntüler çıktı. Koyun ve kuzular, peşlerinden koşturduğu kişileri terletti. Ancak sonunda koyunlar ağıla sokuldu. Bir koyun ve kuzu ise kucakta taşınarak ağıla götürüldü.

İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü veteriner hekimi, hayvan sahipleri tarafından kırkılan koyunların kulaklarına küpe taktı. Sürü sahibi İsmail Çetinsoy, satacağı kuzuları ayırdı, kırkılan koyunlarının sırtını kiremit renginde boyayıp, meraya saldı. Tüm işlemler için 3 saat ağılda kapalı kalan koyunların salınma anları da ilginç oldu. Özgür dolaşmaya alışkın koyunlar, ağıldan koşarak çıkıp meraya dağıldı. 

'GÖKÇEADA KOYUNUNUN ÖZELLİĞİ ORGANİK OLMASI'

Gökçeada'da küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan İsmail Çetinsoy, "Yaz sezonu geldiği zaman koyun ve kuzularımızın kırkımını, boyasını, nişanını yapıyoruz. Satılacak kuzumuz ile damızlık kuzumuzu ayırıyoruz. Veteriner hekim tarafından her yıl bu aylarda küpeleri yapılıyor. Yaklaşık 300 baş keçi ve koyunumuz var. Ailecek bu işi yapıyoruz. Babam rahmetli olduktan sonra baba mesleği olan bu hayvancılık işini devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu iş ile geçimimizi sağlıyoruz. Adada yapmış olduğumuz hayvancılıktan memnunuz. Yapağından, kuzusundan, sütünden olmak üzere her şeyinden faydalanıyoruz. Gökçeada koyunun özelliği organik olmasıdır. Yılın 12 ayı dağda başıboş gezer. Doğal şartlarda yavrusunu doğurarak büyütme özelliğine sahiptir. Hayvanlara hiçbir şekilde iğne, hap vermiyoruz. Doğal ortamda dağda bulduğu kekik ve yabani otlarla beslenerek büyüyor. Yaklaşık 25 kilo ağırlığında geliyor. Damızlık olanları ayırıyoruz. Koyunlarımız organik ve doğal ortamda beslendiği ve büyüdüğü için Türkiye’nin her bölgesinden talep görüyor. Türkiye’nin her yerinden gelen tüccarlar keçimizi, oğlağımızı, koyunumuzu alıyor. Randevu ile gelen tüccarlar bile oluyor. Adamızın hayvanları Türkiye’nin her yerinden tercih edilmekte” dedi.

SERBEST DOLAŞAN KOYUNLAR KARIŞMASIN DİYE BOYANIYOR

Küçükbaş hayvanların kırkma, küpeleme ve boyama işlemlerinin ardından doğal ortamı olan meralara saldıklarını belirten İsmail Çetinsoy, "Kırkma ve küpeleme işlemi sonrası hayvanlarımızı boyamamızın sebebi ise komşularımızın hayvanları ile karışmaması. Zaten uzaktan baktığımız zaman hangi hayvanın boyasından kime ait olduğunu belirliyoruz. Sarı renk, mavi renk süren var. Kimisi hayvanın arkasına, kimi ensesine, kimisi de sırtına boya sürüyor. Farklı renklerde boyayıp, tekrar doğaya meraya salıyoruz. Seneye inşallah nasip olursa bu zaman da toplayıp, kırkma, boyama işlemlerini yapacağız" diye konuştu. 


Kaynak: DHA
Yorum Ekle
İsim
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.